Perşembe, Mayıs 25, 2006

KAC TANE HAYAT VAR??

Karanlıktaymışlar. İki embriyo, bir ana rahminde... Her şeyden habersiz bekleşiyorlarmış, sudan bir beşiğin içinde... Sarılıp birbirlerine, karanlıkta uyumuşlar öylece... Haftalar geçmiş, ikizler gelişmiş. Elleri, ayakları belirginleşmiş. Gözleri çıktıkça meydana, ikisi de çevrede olup biteni fark etmiş... Ne rahat, ne güvenli bir dünyaymış bu.. Sıcak, ıslak, sevgi dolu... "Öyle güzel bir dünyada yaşıyoruz ki" demişler, "...bize ne mutlu..." Gel zaman git zaman, çevreyi keşfe girişmişler. Bu karanlık dünyayı ve hayatın kaynağını deşmişler. Onları besleyip büyüten kordonu fark edince o kordonla kendilerini var eden Anne'lerine şükretmişler. Sonra başlamış bir varoluş tartışması: "Buraya nereden geldik, biz nasıl olduk" diye sormuş ikizler... "Annemiz" demiş biri, "O bizi var etti, bize can verdi." "Ne biliyorsun" diye itiraz etmiş öteki, "Sen hiç Anneni görmedin ki...": "Belki de o sadece zihnimizdedir. Anne inancı bizi rahatlattığı için uydurduğumuz bir şeydir." Süredursun ana rahmindeki tartışma, ikizler büyüyüp gelişmişler. Rahme sığmaz olup tekmeleşmişler. Artık parmakları ve kulakları varmış kerataların... Büyüdükçe anlamışlar ki, yolun sonu yakın... Gün gelecek, bu güzelim hayat bitecek; Karanlık bir yolculuk, onları bir başka diyara çekecek. "- Buradaki hayatımızın sonuna yaklaşıyoruz" diye fısıldamış ikizlerden biri efkarla... "- Ben gitmek istemiyorum" diye diretmiş öteki; "doyamadım ki daha hayata..." "- Ama mukadderat alnına yazılandır; dua et, belki doğumdan sonra hayat vardır." Sormuş karamsar olan: "- Bir gün bize hayat veren kordon kesilecek. Ondan sonra başımıza neler gelecek?" Şiirle cevaplamış iyimser olan: "Birçok giden/ memnun ki yerinden/ çok seneler geçti/ dönen yok seferinden...” Ve günlerden bir gün, yer sarsılmış, duvarlar kasılmış. Dayanılmaz sancılarla ikizler beklenen günün geldiğini anlamış. Buruşuk kollarıyla birbirlerine son kez sarılıp vedalaşmışlar. Ve "ömrümüz bitti" diye çığlık çığlığa ağlaşmışlar. Azrail sandıkları bir el kesmiş onları hayata bağlayan kordonu, Ağlaya ağlaya karanlık bir koridordan öbür hayata çıkmışlar.

Bu bir CAN DUNDAR Yazısıdır, hayatı sadece dünyadan ibaret sananlar gibi, yaşamlarının sadece ana rahminde olduğunu ve doğunca öleceklerini sanıyorlar.. Kimbilir belkide bizde yanılıyoruz onlar gibi.. Ölünce ölmüş değil, belkide doğmuş olacaz.. Nerden bilebiliriz ki!

6 yorum:

Yaz dedi ki...

Ne büyük bir sır değilmi. Belki de bu dünya sahte. gerçek hayat öldükten sonra başlıyordur. Belki öbür dünya diye birşey yoktur herşey burada yaşanıp kalıyordur. Belki de gerçekten matrix i yaşıyoruzdur :)) çok büyük bir sır. Ama akıl sağlığımız için öbür dünyanın varlığına inanmamız en doğrusu bence :)

KUGUU dedi ki...

Gercekten cok ilginc degil mi YAZcigim... Ne taraftan baktigina bagli bazan olaylar. Bir de sadece hayat-olum degil, ayni olayi ayni anda yasayan 2 kisinin bile anlatacagi hep farklidir, degil mi??

gazel vakti dedi ki...

Ben bu dünyada yaptıklarımızla yapacaklarımızla kendimize bi yer edindiğimiz kanısındayım.Adı üstünde yalan dünya.

Adsız dedi ki...

What a great site, how do you build such a cool site, its excellent.
»

Adsız dedi ki...

Greets to the webmaster of this wonderful site. Keep working. Thank you.
»

Adsız dedi ki...

Very pretty site! Keep working. thnx!
»