Perşembe, Aralık 24, 2009

RUH DURUMUNA GORE MUZIK

Yeni bir kesif.

Ve bu kesfi eger daha once O kesfetmediyse (malum ben biraz geriden takip ederim), muzik hayatinda onemli bir yer tutan (bildigim kadariyla ) ABI'ye hediye ediyorum.

http://www.stereomood.com/


Kuguboynu,theCakmaDJ:)

Perşembe, Aralık 03, 2009

OZEL BIR YAZI - Part 2

(onsoz: Asagidaki yaziyi onceki part 1 yazisini eklerken yazmistim, oylece taslaklarda duruyordu. Bir sure gecmesini bekledim. Sanirim simdi part 2 zamanidir:))



Bu onun istegiydi.





Blogistandan tanidigim -sanal - bir dost, bir seven, bir duyarli insan tarafindan yazilmis bir yazi idi bir onceki yazi.





Aylar once istemisti senin agzindan bir yazi yazacagim ve sen kelimesine noktasina dokunmadan yayinlayacaksin, kendin yazmissin gibi demisti.





Gecenlerde hatirlatti, olur yaz dedim ve gunlerce ugrasip yazip yolladi. Ve soz verdigim gibi hic dokunmadan copy paste yaptim buraya.





Benim agzimdan yazmaya calisirken ornegin benim hic turkce karakter kullanmadigimi hatirlamis ama cogu yerde kacirmis, veya yaziyi bitirirken daima attigim, en bastan beri yazilarimin karakteristik ozelligi olan, imzami bile atlamamaya calismis ama ben hep Kuguboynu,the... diyerek atarim, "the" yazmayi unutmus :))





Bunlar onemli degil ama muhim olan 2006 dan beri incelikle takip ederken tanimaya calismasi, bazi yazilarimdaki konulari hatirlamasi beni sasirtti, onore etti. Sagolsun.





Eger kendisi kim oldugunun bilinmesini isterse bu yaziya yorumlarda yazabilir, bunu da ona birakiyorum. Ama kirmadigim bu dusuncesine verdigi emek ve ozen icin ellerine saglik diyorum:))





Belki part 3 yi de ben yazarim yazi icindeki konularin dogrulariyla yer degistirerek:)) gerci kendimi asla bu kadar acmam - o da biliyor!!!- ama belli mi olur:)





Kuguboynu,theDavut

OZEL BIR YAZI - Part 1

Yağmurlu günler uzun olur…

Yağmurlu günler uzun oluyor. Özellikle ofisimdeyken işler ne kadar kafamı meşgul ederse etsin sanki saatler ilerlemiyormuş gibi geliyor. Belki bu kivi kabuğu rengi havanın bana verdiği duygu nedeniyle böyle düşünüyorum belki evde olsam ve yanımda çok sevdiğim birisiyle hiçbir şey yapmadan sadece yan yana oturup televizyon izlesem zaman daha çabuk geçer.
Aslında şöyle bir durup arkama baktığımda zamanın; günlerin güneşli ya da yağmurlu olmasına aldırmadan hızla geçtiğini görüyorum ve hatırladığım kadarıyla azı güneşli gündü ve köpük misali patlayıp etrafa küçük damlalar bırakıp kayboldular. Ne kadar kötümser olmamaya çalışsam da hayatımda hep bir şeylerin ters gittiğini görmek beni sinirlendiriyor, hayat soyut bir kavram ondan bir şey beklemek benim için saçmalık ama yaptıklarımın karşılığını alamamak beni umutsuzluğa düşürüyor, istediğim maddesel şeylerden çok daha değerli manevi şeyler, başkasına göre çok sıradan dilekler olsa da huzur, sağlık ve sevilmek benim hayatımın en önemli unsurları ama ne etrafımdaki insanların ne de benim bunalara sahip olamadığımı görüyorum. Çok zor durumda değilim ama çok iyi de değilim, en basiti çok sevdiğim ve değer verdiğim benle hayatımı paylaşan son canlı da öldü, sevgili Brunom.
Dedim ya eski günlere bakıyorum bazen diye... Benimle bir sevgi ve ilişki paylaşıp sonra ayrıldığım herkes evlendi, sanki onlara nasıl iyi bir eş olmaları gerektiğini öğretmişim gibi, aslında ben onların doğru insan olmadıklarını düşünmüştüm sonra komik geliyor neden o kadın ben olamadım diye düşünüyorum neden? Cevabı bulmak o kadar da umrumda değil aslında sadece sorusu yetiyor. İtiraf etmek gerekirse gerçekten sadece bir kişiyi sevdim ve ona güvendim, herşeyin onla daha güzel olduğunu düşündüğünüz birisi olur ya hayatınızda işte benim için O, gerçekten sihirliydi... hani bir söz vardır ya “Hiçbir gizeme ve sihire inanmyanların ölüden farkı yoktur” diye işte ben o zamanlar sihire inanıyordum onun herşeyi yapabilecek kudrete sahip olduğunu düşünüyordum, sanki mucizevi elleriyle dokunuyordu bana ta ki o ellerle telefonu tutup beni “evlendim ve iki çocuk sahibi oldum” diyene kadar. O gün sihire inanmayı bıraktım. Şimdi ölü müyüm? Hayır hala nefes alıyorum.
Benim yerimde olmak isteyen kadınların olduğuna eminim ama ben o hiç sevmediğim sabun köpüğü gibi olduğunu düşündüğüm romantik filmlerdeki kadınların yerinde olmak isterdim, gerçekten o inanılması güç aşklardan yaşamak isterdim. Şimdi sadece sıkıcı bir belgesel hayatım ve bende uzaktan beni izleyen tanrının kamerasındaki incelenen kişiyim. Sadece izliyor... İyileşmem için bir şey yapmıyor, bilirsiniz belgesellerde aslna geyiğe saldırır ve onu yer kameraman hiç bir şey yapmaz sadece izler “doğal yaşam” çerçevesinde bakar olaya ama benim doğal yaşamım üzüntü, mutsuzluk ve bol çalışmayla geçiyorsa diğerlerinin doğal yaşamı neden öyle? Neden mutlu evlilikleri olan insanlar var? Neden az para kazanıpta çok huzurlu olan insanlar var? Yoksa onlar aslan mı? Ve benim tek şansızlığım narin bir ceylan olarak dünyaya gelmek mi?
İnsanlara güvenmiyorum, yalan söylemeyeceğim yeni tanıştığım bir insanın bana yaklaşması için kilometrelerce mesafe gelmesi gerekiyor, bu iş hayatının ağız yanmalarının bana verdiği kötü bir özellik, birinin bana söylediği ufak bir şeyi çok değişik açılardan inceleyip en kötü tarafına karar verip ona göre davranıyorum. En basit örneği bazen soyadımı vermekten bile çekiniyorum, artık herkes birbirini google dan araştırı oldu ve beni oradan aramalarını istemiyorum. Biliyorsunuz bazen başlıkların arasına nokta koyuyorum kimse googledan arayıp gelmesin bu sayfaya diyerek. Biliyorum pek sağlıklı bir şey değil bu tavrım çünkü beni gerçekten seven kişi eğer kendine güvenilmediğini hissediyorsa uzaklaşıyor. Bir ilişkide en önemli şey güvendir ve ben güveni sarsılmış bir kadın olarak güvensizlikle yaşamaya alıştım.
Tamam o kadar da kötü değilim, yine de mutluyum beni seven insanların olduğunu biliyorum ve onlar için yaşamak fikri de güzel geliyor, çoğuna göre ben harika ve güçlü bir insanım ama hiç kimse her zaman çok güçlü değildir, herkesin bir “yeter artık” dediği yer vardır Superman’in bile karşısında güçsüz düştüğü kripton diye bir şey var ama adı “Superman” ben de “Superwoman”ım bazılarına göre aslında bence de öyleyim ama benim kriptonum insani duygular, ben mutluluk ve gülümsemeyle güçlü oluyorum üzüntü ve yalnızlık beni güçsüz düşürüyor. Hatta mutluluk olunca hayatımda uçabiliyorum da... Mutluluktan havalara uçuyorum piiiiiiii... Ama havada tek başıma kalmak istemiyorum ve yanımda olacak kişininde benim için uğraşacağını biliyorum.
Yağmurlu bir gün geride kaldı, yağmurun toprakla buluşmasıyla yayılan aroma ve sokakları temizleme etkisini unutmamak lazım, umduğum şey bu işte, bir gün benim ruhumada yağmur yağacak ve bütün kötü anılar ve umutsuzluk yerini o güzel aromaya ve temiz bir sayfaya dönüşecek ve biliyorum yepyeni bir dünyam olacak.

Kuguboynu, YagmurDuasinaCikmisGibi

Çarşamba, Kasım 18, 2009

YENI BAGIMLILIK:)

Bu siteye rastladim ve hosuma gitti.

Zevkli, eglenceli ve de emek verilerek yazilan yazilar.

Sitesini/kendisini soyle tanitmis:

"Maddebagimlisi.com'da; madde madde listeler, geri sayımlar yapar, en iyileri, en kötüleri ve daha pek çok şeyi sıraya dizeriz. Belli bir konumuz yoktur, her şeyi hedef alırız. Hatta istek madde bile yazarız! Bizim burada sadece ufak çapta bir maddeleme takıntımız vardır. Eee ne de olsa, adı üstünde, burası Madde Bağımlısı! "

Bende de siteyi "okuma bagimliligi" yapacak gibi gorunuyor. Blogistan gezilerim icin linkini ekledim bile:))

Kuguboynu,theArtikTamTersi

Cumartesi, Ekim 24, 2009

SON GUNLER

Son gunlerde pek cok film ve tiyatro yaptim, aferin bana dedim.

Once "Karanlıktakiler" (Cagan Irmak) gittim ve yine begendim. Bu sefer aglama yoktu bu filmde ama derinden sarsan carpan yine cok hayatin icinden bir konuydu.

Sonra "Kadin Akli- Erkek Akli" isimli romantik komediye gittim. Evet tam bir sabun kopuguydu ve eglenceli guzeldi.

Pesinden taaaa gecen sene Aralikta fragmanini gorupte bu filme murtlaka gitmeliyim dedigim ama nedense ancak simdi gosterime giren ve girdigi gun hemen gittigim - megerse cekimleri 2 yil surmus, kendileri de bu kadar beklemiyormus- "NEFES" e gittim ve cok begendim. Sonundaki bir tek sahne haric!!!; o da tepkiden korkularak bence oyle cekilmis diye dusundum. Pusu ertesi yarali ele gecen teroriste silah dogrultup indirilme sahnesi idi merak eden icin. Butun gece catisma sonrasi o ruh hali icinde ben hic sanmiyorum oyle olabilecegini!

Sonrasinda acilan devlet tiyatrolari ile sevinerek aksam 6 da catkapi giseye ugradigim ve gecen sene kapali gise oynayan "Fosforlu Cevriye"yi denedim. Yine bilet yoktu ama gisedeki kisi 7den sonra ugrayin gelemyen protokol olabiliyor dedi ve sahiden en onde hem de tam ortada bilet alip izledim:)) Cok cok cok kapali gisesini anlamasamda guzeldi. Zaten tiyatroyu oldum olasi cok severim.

Ve dun aksamda yine dun gosterime giren Okan Bayülgen-Hakan Yildirim'in "Kanalizsazyon" isimli TV programlarini tiye alan filmini izledim. Cok hos enstantaneler kullanmis ama tempo bir cikip bir dusuyordu benimde kafam aynen oyle oluyordu. Sonradan arkadasim bunun aldigim grip ilacinin yan etkisi olabilecegini soyledi:))

Domuz gribi aldi basini gidiyor. Bana komik gelen ise su ki, toplumumuzda yaygin bir deyis vardir, nasilsin dendiginde "domuz gibiyim" diye cevapta verilir:)))

Hep geziyorum sanmayin. Buraya yazmamin arasinin nedenlerini bazilariniz biliyorlar oysa.

BRUNOMU cok ozluyorum, bu arada parka terkedilmis bir kopegi sahiplendim ama olmadi cok cok buyuk, beyaz kurt gibi, kangal husky kirmasi gibi. Kiyamiyorum, onsuzda duramiyorum. Nasil birakabilmisler anlamiyorum, egitimli bir kopek, daha yasina gelmemis ama 30 kg cok iri, neden aldin neden egittin baktin biraktin terkettin yuvadan attin o bebegi aklim almiyor. Hos bu hayatta daha pek cok seyi almadigi gibi.... :((( Geri aldigim yere goturdum ama hergun gitmeden beslemeden bakmadan duramiyorum. Himayemde diyorum. Simdi kisirlastirilmasi ve asilarinida yaptirdim. Birazdan onun yanina gidecegim yine.

Bu guzel havalarda hersey gonlunuzce olsun okuyan herkese dilegim...

Kuguboynu,theBlogKacagi

Cumartesi, Ekim 10, 2009

BIRIKTIRDIGIM YER

Biliyorsunuz orasi burasi - tiklarsaniz eger:))
,
104 adet hikaye olmus.

Kuguboynu,theKiyamaz

Cumartesi, Eylül 26, 2009

SONBAHAR

Kuguboynu,theTuruncu

Çarşamba, Eylül 02, 2009

BUGUN BURADAYIM:(

Tamtamina 30gun oluyor. Bugun 2 eylul!

DELIKADIN sokaktaki her kopege sahipli sahipsiz sariliyor...
Nasil mincikliyor, nasil opuyor, nasil kokluyoooooooor...

Isin komigi her kopek - ister soköp olsun, ister sahipli, beni uzaktan gorurgormez kuyruklar kamci gibi sevinc icinde diller disarida bana kendiliklerinden geliyorlar.... sanki anliyorlar.

Yerim onlari yerim ben.

Zordayim, dardayim, unutmadim unutamamki

Sadece yasayanlar bilir anlar bunu, degil mi? Bazisi duyunca ne diyecegini sasirdi, bazisi sapsalca saskinca amasonderece iyiniyetli olarak "gecmis olsun" dedi, daha birparca duyarli olan ama anlayamayan sesindeki kirigi gozundeki yasi gorunce anlam veremeden kopek olmus bu ne hal diye sadece saskinca ne demeliyim dedi, sadece bilenler, anlayanlar, yasayanlar ise bassagligi diledi.

Dedim ya sokakta bir kopege yumulmus miniklayan hatun gorurseniz %99 benimdir seslenin Kuguu diye

Kuguboynu,theLastHuzun

Pazartesi, Ağustos 03, 2009

OGLUM ÖLDÜ

Oglum Brunom Öldü 2 saat önce beni birakip gitti 5 gundur amansiz ve apansiz hastalanip

saka gibi saka gibiiiiiiiiiiiiii bu

saka gibi bu
kalakaldim

oglum öldü , daha kayiplarima alisamamisken ben, ama o hayatima mutluluk katmisken, biz birbirimize ikimiz cok cok alismisken biz harika bir ekip olmusken biz evimizde ikimiz bir basimiza mutluyken, biz iyi bir ekiptik 2 sevgili - 2 arkadas- anne ogul- 2 hayat arkadasi....
aniden
neden
neden

CANIM ACIYOR

hayat bu demeyi biliyorum diyorum da ama acimi gecirmiyor.
hele simdi sicak
ya yarin ve obur gunler ben bu evde ne hissedecegim.
evde bir tek bu koltuk benim gerisi her yer her esya onun derken

cok guzeldi
cok iyi huyluydu

BRUNO

HARRY MİNİSH BRUNO DE LA KUGUU
ABIDIN
BRUŞ
BRUNOWSKİ
AZMİ COSKUN

BRUNOMMMMMMMMMMM BENIMMMMM
OGLUSHUM
CANIM
GUZZEL KOKULUM
GUSEL HUYLUM
INATCIM

CANIM
NEDEN GİTTİNNN SEN YAAAA

Çarşamba, Temmuz 08, 2009

P.ER.SE.KUSYON =zulum/kıyım= YAZIK BANA

cok oldu biliyorum....
YOKUM:(

TRT deki cooooooooook eski hami vardi "yasar ne yasar ne yasamaz" tiyatrosu misali.... (yasi tutan hatirlar bunu) &&&&& (hala espri yapabiliyorum:)))

aciyorum-bakiyorum-goruyorum .... bazen de (if have time and/or mood) canlarimi okuyorum...
ama still under very pressed.

gercek tanim : I am unfortunately PER.SE.CUATED! Ne yazikki very yani hani:)

herhalde artik burayi okuyan hic kalmamistir, su hani yazi yazildikca mailine not gelen 3-5 kisi (varmis) haric :((

Bir ben vardi bende, benden iceri..... O da gitti zaten digerleri gibi , ailem dahil :((((((

Ne annem mezarinda rahat, ne babam sagliginda yerinde, ve ne de ben.
Helal olsun SANA son yillarda ailemi bu hale getiren "ar damari patlamis yaratik".

Pazar, Mayıs 17, 2009

ERGONOMİK NUTELLA

Ergonomi! Bu kelime en cok ofis mobilyalarinda karsimiza cikar. Veya oturma seklimiz, sandalyenin yuksekligi, bilgisayar klavyesi nerede ekrani hangi yukseklikte kac derece aciyla durmali bla bla bla...

Ergonomiye ben de cok onem veririm. Beni cok mutlu eden hayatimdaki son ergonomik kesif ise:
Nutella kavanozu!!!

Hayır nutella cok cok eski kesfim ve askimdir, yeni olan o degil.

En cok kasik kasik yemeyi ve/veya petibor biskuvi ile sandvic yaparak yemeyi severim ben.... yumyumyumm. Ama nutella kavanozunun kendisi bir ergonomi dehasi imis megerse. Kavanozun agiz capı.
Soyle anlatayim:

Kavanozun kapagi acilir, yaninda acilmis petibor biskuvi pakedi de bulunur. Bir adet biskuvi alinir, oldugu gibi kavanozun icine daldirilir...... tanrimsssss.... biskuvi kirilmadan, sigmiyor diye kırmaya gerek olmadan, butun olarak kavanoza girebilmektedir:))

Yumusak nutella icinde soyle eski sanzimanli arcelik camasir makinalari gibi bir saga bir sola biskuvi cevirilir ve cikartilarak agza goturulurrrrrrrr efendim. Agizda damakta nutella+petibör le butunlesirken sag elinizle yeni biskuvi alinarak sol eldeki kavanoza yeniden daldirilir..... :)))

And they live happily ever after:)))

Kuguboynu,theOburix

ps1: Cocukken şokella kavanozu ile petibörleride okuldan gelince kucagima tepsiyle alirdim. O zaman da Basri'nin sandvicinden(*) yapardim, yani aralara sokella surerek 5-6 katli.
ps2: Nutella yiyipte manyagi olmayan varsa aranizda soyleyin, bugune dek hic duymadim yillardir. Basdelsii de ben olabilirim belkide:))
(*) Basri ve sandvicini hatirlamayanlar el kaldirmasin lutfen:)) Gazetede Fatos, Basri ile komsulari Apti ve Mavish in cartoonu.

Cumartesi, Mayıs 09, 2009

NE GUZEL UCUSTU

Onceki gun eve uctum 19:30,
Brunomu sipsak gezdirdim - 20:00,
giyindim uctum evden 20:10,
tiyatroya vardim 20:25,
park yeri buldum,
bilet var mi dedim giseye,
salon full ama buluruz dedi,
girdim oturdum- oyun basladi
ve
cok cok guzeldi...

Nevra Serezli- Cihan Unal ; 6 haftada 6 dans dersi isimli oyun.
Eglenceli ve huzunlu, bol kahkahali ve cok dusundurucu bir oyun idi!

Ben Nevra Serezli icin gormeyi cok istiyordum. Her ikisi de cok cok basarililardi elbette. Ozellikle yasi artik ilerlemis "gercek usta" oyunculari mutlaka bir kez olsun canli seyredebilmeli diye dusunuyorum. Ornegin Kibarlik Budalasina da sirf bu nedenle Haldun Dormen'i sahnede canli izleyebilmek icin gitmistim. Bu sezon bayagi cok tiyatro yapabildim aferin bana:)

Kuguboynu,theTiyatrosever

Pazartesi, Nisan 20, 2009

BAHAR - IZMIR

Izmir'i cok ozledim.
Cesme'yi, Ilica'yi, Ildiri'yi ozledim.
Aya Yorgi de yuzmeyi ozledim.
4 yil olmus:(

Bir sene -cooookyillar once- mayis ta gitmistik maaile yazliga. Gunduzleri harika bir gunes vardi ama gece kemiklerimizin icindeki iliklerimizin takirtisindan uyuyamamistim diye hatirliyorum:)

Cok ozledim coooook.

Kuguboynu,theHayalKurar

Cumartesi, Nisan 18, 2009

YENI SIIR

Bir dostumun gonderdigi siirler kaybolmasin diye pespese.
Neden Biriktirme Kutusunda degil de burada derseniz, iste öeöyleee:)

Boşver be yaşı başı!
gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
şöyle atıp koyu grileri-siyahları
sabahtan,sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna,
ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini,
açkapılarını,
gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama
gömme başını toprağa bir çiftgüzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun birdalda,
ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında,
bırak aksın yollarına.
yağ geç, yık geç,
kimse inanmazsa inanmasın.
sen inan yüreğine,
hem ona geçmezse kime geçer sözün?..
büyü büyü...
bak ellerin ayakların kocaman.
aklın da maaşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol,
yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı,
aşk var mı aşk,
sen ondan haber ver?
takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye
soğukbir kış günü,öl gitsin...
parayı pulu savurup,
bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı,
kim tutar seni kim,
kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git,
ister bir duvara, ister bir odaya,
ister kırabayıra vur da git.
Dert etme ellerini,
onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna...
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...
yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?

Can Yücel

ps: ben siir cok sevmem- ciddiyim!
"Kavafis - Gideceksin Bu Sehirden" haric belkide.
Bir de :
"benim annem canim annem ........ pembe gulden daha al" haric. Ciddiyim yine!

HERKESE SELAM

Yasamak guzel sey dogrusu
Ustelik hava da guzelse
Hele gucun kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmussa bir de
Hele tertemizse gonlun
Hele kar gibiyse alnin
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dunyada
Dostuna guveniyorsan
Iyi gunler bekliyorsan hele
Iyi günlere inaniyorsan
Ustelik hava da guzelse
Yasamak guzel sey
Cok guzel sey dogrusu.

(Melih Cevdet Anday)

Pazartesi, Nisan 13, 2009

GÖZÜN GÖ.ÜNE !

Sasirdiniz mi ?

2006dan beri blogistandayim. Defalarca bir suru arkadasimiz saskinlikla buradan kendilerine, cocuklarina, veya islerine "nazar" degdigini yazdi. Hatta bazilari bu yuzden ya blogunu kapatti ya da davetli okumaya cevirdi. Bu benim de basima gelmisti ve bir kere de ben yazmistim.

Simdi ise 2 haftadir......... :((

Bu yaziyi 20 martta yazdim.

Brunom 27 marttan beri hasta. Ciddi hasta oldu durduk yerde. Hergun 2 kere doktora gidiyoruz, serum baglaniyor, antibiyotik ve cesitli ilac igneleri oluyoruz. Ilk 4 gunde kilosunun %20sini birden kaybetti. Durduk yerde. Doktorlari bile sasirdi bu kadar genc hayvan nasil bu kadar birden....

Evet her kimsen sen GÖZÜN KENDİNE DEGSİN İNSALLAH...

Kuguboynu,theCokCokUzgun

Salı, Mart 31, 2009

Cuma, Mart 20, 2009

ASK BASLANGICI ANNIVERSARY

20 mart 2008 de geldin.


Ilk defa kucagima aldim seni.


Ve buyudun iste.


Hala kucagima aliyorum seni,


deve yavrusu kadar olmana ragmen:)


Hep dedigim gibi iyi ki geldin hayatima bir tanem, oglushum benim.


Iyi ki.





Kuguboynu,theBrunonunAnnesi





ps: Eskiden de hayvanseverdim, kopekseverdim ama buyutmek icin almak, sahiplenmek apayri imis gercekten. Besledikleri hayvanlara oglum kizim veya annesi babasi ablasi diye konusmak disaridan garip gelirdi. Degilmis. Bu resmen "evlat edinmek bir canliyi". Disarida yedigin yemek bile onsuz bogazindan gecmiyor, paket yaptirip eve ona da getiriyorsun. Yolda yururken hizla gelen araba gorursen onu kaciramazsan kendini gayriihtiyari one atiyorsun. Once onu dusunuyorsun, bir yere gittiginde uzun kalamiyorsun hemen eve donmek istiyorsun. Bu liste cok uzar gider ama anafikiri bilen besleyen biliyor ve anliyor, degil mi?:))

Salı, Mart 03, 2009

GOOD OLD DAYS:)

eskiden hergun yazmak isterdim/k.
okumadan duramazdim/k.
dostlari merak ederdim/k...

hala ediyorum/z, hala okumak istiyorum/z
AMA
ne oldu
nereye gitti bu vakit

LAKIN
en guzeli hala biliyorum/z ki buradayiz aslinda-
surekli duzenli eskisi gibi okuyamasam/k, okusam/k bile yorum birakamadan ciksam/k da...

Kuguboynu,theTimeless

Pazartesi, Şubat 23, 2009

YASGUNUM

Bugun.

Kuguboynu,theXX:))

ps: vallahi soyleyecektim tam yukarida kac oldugumu dilimin ucuna geldi ama yapamadim:)

Kuguboynu,theAjda!

Cuma, Şubat 13, 2009

ACIL DURUMLARDA

onsoz: bu bir forward dir.

Turkiye'de iki hafta önce herkesin yüreğini burkan talihsiz bir olay yaşandı. Uludağ'da kayak yaparken yolunu kaybeden gencin donarak hayatını kaybetmesi, bütün ülkeyi üzüntüye boğdu. Cep telefonundan ailesi ve arkadaşlarını aramasına rağmen kayıp gencin yeri ancak 10 saatte tespit edilebilmişti.

Sinyal takibi için savcıdan izin alma mecburiyeti, gecikmeye gerekçe gösterildi. Ancak bütün bunlar yaşanmayabilirdi. Çünkü anında adres tespiti yapılmasına imkân tanıyan bir sistem var. Ama bilinmediği için kimse faydalanamıyor. Herhangi bir sebeple 112 Sıhhi İmdat, 155 Polis İmdat veya 156 Jandarma İmdat'ı sabit hat veya cep telefonuyla ararsanız iki dakika içinde bulunduğunuz nokta belirleniyor. Üstelik savcı izni gibi bürokratik engeller de yok.

Buna imkan tanıyan düzenleme 3 ay önce yasalaştı. 10 Kasım 2008'de yürürlüğe giren Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 31. maddesi, acil numaraları arayan kişiye ait yer tespit bilgisinin, telefon operatörleri tarafından ilgili birime anında aktarılmasını öngörüyor.

Yani Uludağ'da kaybolan Ümit Özgen (21), arkadaşları yerine 112'yi arasaydı, daha çabuk kurtarılabilirdi. Telekomünikasyon Kurumu, konum belirleme imkanının kaybolan kişilerle sınırlı olmadığını vurguluyor. Yangından sağlık sorunlarına, trafik kazasından gasba kadar hangi sebeple olursa olsun acil numarayı arayan herkese çok kısa sürede ulaşmak mümkün.

Bunun için şu numaralardan birini çevirmek yeterli

110 Yangın İhbar, 112 Sıhhi İmdat, 151 Kıyı Emniyeti, 155 Polis İmdat, 156 Jandarma İmdat, 157 İnsan Ticareti Mağdurlarına Yardım ve İhbar Hattı, 158 Sahil Güvenlik, 159 Alo Karayolları,168 Türk Kızılayı, 177 orman Yangın Hattı.

Acil aramalar konusunda gündemdeki bir başka proje ise Amerika'da uygulanan tek numara sistemi. Bütün yardım ve ihbar hatlarının 112'de birleştirilmesi planlanıyor. Sistem ilk Antalya'da devreye girecek. Başarılı olunursa ülke geneline yayılacak.


F. Salih OLUÇ - Bilkent Üniversitesi Sivil Savunma ve Güvenlik Muduru oluc@bilkent. edu.tr

KB/ps: biran once birlesmeli 911'i cevirmeyi anaokulundakiler bile beceriyor, biz Allah korusun kac tane acil no biliyoruz acaba bir panik aninda arayacak?

Perşembe, Şubat 12, 2009

VAH VAH

... Istanbulda bir aile K.urtlar V.adisi dizisinden etkilenerek isimleri Arda ve Anil olan 2 cocugunun adini P.olat ve M.emati olarak degistirmek icin mahkemeye basvurmuslar...*

Yazik, cok yazik.

Kuguboynu,theKizan

*Kaynak: bugunku Hurriyet gazetesi

Pazartesi, Şubat 09, 2009

COK OLMUS

Burada 100u gecmisim.

Kuguboynu,theDalyaci

Perşembe, Şubat 05, 2009

NOKTALAMASIZ

yoktum
dun aksam dondum
ama bu kadar uzun sure yok degildim
hepitopu 5 gun evimden ayriydim

artik hic yazamaz anlatamaz oldum galiba

Kuguboynu,the.,;!?

Pazartesi, Ocak 26, 2009

OZII'ye ITHAFIMDIR

last monday
ocak 2009
:))

OZIIcgm epeydirihmal etmstm takvim gorevimi dgl mi:))

Kuguboynu,theGloryGloryHeleluyahhh

Cumartesi, Ocak 24, 2009

CMT 22:22

ne haftaydı ama..... :(

Saati kurmustum 20.30da yattım simdi kalktım
hic halim yok yorgunum, hem de cokk
ama soz verdm dısarı cıkacagm

c u

KB,theYorgun

Pazartesi, Ocak 19, 2009

KITAP ASUREM

Bu sabah uyaninca soyle bir baktim da...
fiyuuuuuuu peh peh peh ve de pes Kuguu Hanim dedim.
Nedir bu basucu komodini- nasil ruhunu tum acikligiyla yansitiyor.
Aslinda fotosunu cekip koymak isterdim size ama 2 makinamla ilgili anlatacaklarim uzun surer, yani simdi kisaca cekip buraya koymam su an icin mumkun dgl diyeyim siz anlayin.

Yerine tasvir etmeye calisayim:

Oncelikle cami gecen ay yataga atlayan Brunom tarafından halledilmis bir pirinc ayakli komodin ustu abajur. Yaninda dik duran dua kitabı- yillar icinde defalarca benim tarafımdan devrilen basucu-gece subardagi sayesinde hafif dalgali sayfalara sahip. Yenisi evde olmasina ragmen neden degistirilmiyor, cunku ilk defa yanliz yasamaya basladigimda Canim Annem tarafindan basucuma konmustu bu, degistirmem.

Onun yaninda ve alt rafindaki ve tamami tarafımdan halen peyderpey- gece yatınca ruh halime gore- okunmakta olan kitaplar:
- Rehber Ruyalar - Isik Elci (dun aksam bitti)
- Destina - Mine Kırıkkanat
- Susan Miller in 2009 burcuma ait yorumunun bilgisayar ciktisi
- Iyi Esler - Luoisa May Alcott - cep kitap boyu - cocuklugumun kucuk kadınlar, kucuk erkekler, jo nun cocuklari serisinin meger 2./4 siymis, bunca yil sonra kesfedilen:) baslayip biraktim, ama kutuphaneye de geri koymuyorum- orada gormem bile simdilik guzel.
- Paris Sarhosu - a beach book- cerez
- Ruhsal Astroloji - bu inanilmaz bir kitap, sizin dogumunuzda ayin kuzey ve guney dugumu burcunuzun ne oldugu - DEHSET bir kitap diyebilirim. ben bu kadar astroloji meraklisi dglm ama kuantum-karma- spiritüel gelisiminiz ve hayatınız blah blah blah... ilgilenen kacirmasin derim. zaman zaman tekrar tekrar ele alinmasi gereken bir kitap. kendisi 600 kusur sayfa ama korkmayın sizi ilgilendiren kismi sadece 80-90 sayfa kadar, ama alınca tum tanıdıklarınız es dost cocuk anne babanızın da o burcunu bulup okumak isteyecek ve pek cok seyi anlayacaksınız.
- Eş'siz : bu ince ve salak sirin bir kitap, bunun orada kaldigini unutmusum bakin.
- WOW Vay Canına Dedirtmek- Tom Peters, is hayatında innovasyon onerileri
- Her Yönüyle Köpek Eğitimi- Bende niyet var ama hareket yok, simartiyorum oglumu ne yapayim:)

Simdi asure ayındayiz ya, soyle bakinca adeta bu da benim "kitap asurem" tarifi gibi oldu sizlere.

Kuguboynu,theMooduCalkantiliKitapSever

Çarşamba, Ocak 14, 2009

AMANINNN LIFE IS LIFE

yazmiyorum sanmayın
ama draftte bitmeden oyleee bekletiyorlar sizi

bu aralar bol bol kitap ve tiyatrolardaym.

once : surmanset e gittim, cok basariliydi. konu ve kurgu guzeldi, tam gunumuze uygun, cikar iliskileri, bakan oglu, ihale, rusvet, durustluk, cikar icin karsi tarafin hayatini bile harcama... hatta anlamadgm yerler bile oldu. oyuncuların hepsi cok iyiydi ama ozellikle ceyda duvenci cok basariliydi.
sonra : ful yapraklari na gittim. oldukca karamsar ama bir o kadar da gercekti, hayatin icindendi. sarsici ve guzeldi.
salon full cekmisti, bittiginde o kalabalikta merdivenlerden cıktık, cıkısa yaklastık, merdiven basında duran adam kosarak arkamdan geldi, hanımefendi bakar misiniz diye. durduk, bana oyunun sahne amiri oldugunu ve oyunu nasil buldugumu sordu, bizlerin goruslerinin onlar icin cok onemli oldugunu falan soyledi. ben de soyledim fikrimi. bu arada duyan baskalarida durdu onlarda birsey soyluyor ama onlara cvp vermeyip nedense ısrarla donuyor benimle konusuyor(mush), neyse emeklerinize saglik tesekkur ederiz iyi aksamlar dileyip ayrildim. Yanimdaki kuzenim diyorki, yuzlerce kisi cikiyor salondan bu adam biz gecip gittikten sonra neden kosup seni durdurdu :)) neyse komik.
aksama : ikili piyano resitali
pek yakinda : kibarlik budalasi
umarim bu sezon cok cok tiyatro konser yapabilirim.

son okudugum kitap adı ise : "alacatılı" idi. cesme karaburun alacatı ıldırı ılıca oraları cok cok sevdgm icin ve hele yıllar once oralarda terkedilmis rum evleri hayallerimi suslemeye dvm ederken (artk kesfedildi ne yazikki), iste bu kitap tamda oraların gecmisini kokenini yerlesen7giden7geri donen yine giden rumlari ve goceden bosnaklari falan anlatarak benim icin cok keyifli ve cabuk bir okuma oldu.

ciao

Kuguboynu,theAmaninVerySosyal:))

ps: bu (malumunuz)kemirilmis klavyede yazmak gungectikce sinirimi bozuyor, olmayan shft ve i harfi neledeniyle yazilarimda artık cumlebasi buyuk harf gibi ozen gosterdigimyazi tipim degisti istemeden.

Cuma, Ocak 02, 2009

2 OCAK 2009:)

Su anda disarida hava eksi 14u gosteriyor, gece kimbilir kac idi
amaaaa
harika bir gunes var ayni zamanda
ve ruzgarda buz kristalleri havalanmis, gunese dogru bakinca milyonlarca pirlanta havada ucusuyor
veya
gece denizdeki yakamoz yolu gibi
muhtesem yani
baktigiMiz her yerde guzellikleri gormemiz dilegim
ay birden cok romantik oluverdim yazamayacagm:)))
Kuguboynu,theKahkaha

Perşembe, Ocak 01, 2009