Gecen sene kasim ayiydi galiba birgun gazetede ilgimi cekti. Emre Akoz'un kosesinde kisa dahi degil, kisacik, miniminnacik oykuler icin cagri vardi. 10 kelimeyi gecmeyecek sekilde oykulerinizi bekliyorum demis ve bir suru oyku gelmis- mail yada sms ile. Cagridan ziyade gelenler haliyle ilgimi cekti. Sizin de cekerse link burada ve hatta asagida:
Iste kısacık öyküler:
.... gelelim okurlarımızın gönderdiği minik öykülere (Parantez içindekiler benim notlarım)...
Önceliği kadınlara verelim:
Nezihe İnanç: "Sahibinden satılık 84 model nikâh yüzüğü. Not: Hasarlıdır." (Hemingway'den epey esinlenmiş olsa da hoşuma gitti.)
Tuğba As: "Zaman kazansın istedim, beni sevdiğini anlayabilmen için..." (Bence bu öykü değil, şiirsel anlatım; ' haiku' denilen Japon kısa şiirlerini hatırlatıyor.)
Nihal Ömer: "Aaa!.. Gergefteki turna nakışın son düğümü atıldığında silkindi, kanatlanıp uçuverdi." (Görselliği güçlü ama insan ilişkileri hakkında çağrışım yaptırmıyor. Edebiyat dergilerindeki ' desen'lerin kelimeye dökülmüş hali gibi.)
Ece Gürcan: "Kadın ötenazi yapılacak kedisiyle göz göze bakışıyordu. Ağlamaktan artık gözyaşları kurumuştu!" (' Göz göze' ve ' ağlamaktan artık' kelimeleri fazla değil mi? Hayvan için ' ötenazi' mi diyoruz, ' uyutma' mı? Kadının kediyle çok özel bir sevgi ilişkisi kurduğu belli ama o kadar. Bize başka çağrışımlar yaptırmıyor. Mesela kadının, 'ya ben, ya kedi' diyen sevgilisini terk ettiği hissettirilebilir...)
Pınar Angın: "Rehinci tezgahındaki yüzüğü o almıştı, 'aşkım ne ucuzmuş' diye düşündü." (Kim bunu düşünen; kadın mı, erkek mi? Daha belirgin olmakta yarar var.)
Ece Artun: "Annesi, 'oğlum büyük adam olsun' derdi hep. Oldu. Asıldı." (Bana Adnan Menderes'i hatırlattı. Yine de öyküden ziyade aforizmaya benziyor.)
Hande Kuday: "Kadın: 'Konuşmamız gerek'. Adam: 'Yoldayım, gelince konuşur...' ( Bumm !) Kadın: ( çığlık )" (Bence kazayı ifade eden 'bumm' fazla. Biraz daha işlenirse mükemmel olabilir.)
Erkeklerden de çok mesaj geldi.
Can Futacı'nınki ise çok farklıydı çünkü aynı zamanda ' öykünün öyküsünü' anlatıyordu. Okuyalım:
"Çok kısa öykü duyurunuz beni 1962 yılına döndürdü. Şehir Ankara . TED Ankara Koleji'nin öğrenci servisinde, rahmetli Cenk Koray ile laflıyoruz. Ben lise iki, Cenk ise lise son sınıfta. Ben: Yahu Cenk, Ertan Balamir (sınıf arkadaşım) bir şiir yazmış. Çok kısa ve çok şey anlatıyor. Cenk: Neymiş o? Ben: ' Baktım, baktı, bakıştık... Dayısı geldi kaçıştık .' Cenk: O da kısa mı? Ben dünyanın en kısa ama en çok şey anlatan şiirini yazdım: Baktın... Yaktın !"
Sonra devamini birkac gun daha yayinladi ve ben okudum izledim ve hatta bir tane de omrumde ilk defa boyle birseye katilarak email ile ben de yolladim, 6 kelime.
"Almak isteyene ablami bagisliyorum, ama bagislamiyorum!"
Sizin minicik oykunuz ne? 10 kelimeyi gecmeyecek sekilde...
Kuguboynu,theOykucu
17 yorum:
avladığı geyikleri anlatarak övünürdü... avcının cesedinde yüzlerce boynuz darbesi vardı.
10..... KURUNANE harikasin:))
Bir de cok acikli olmus ama:)))
kuğu'cuğum miniminnacık öykülerde vuruculuk en iyi böyle sağlanır diye düşünmüştüm :)
eee super olmus zaten:))
ayakkabi sinderalla'ya uymus ama o modasi gecti diye istememis
"Beni bir kişi anladı, O da yanlış anladı" :-P
Kuğucuğum kusura bakma ciddi olamıyorum bugün...
valla düşündüm düşündüm düşündüm yazdım sildim beğenmedim. benim pek yeteneğim yokmuş :S
seni tanımaya, anlamaya bir ömür yetmedi, devamı ahirette....
R2 cok guzel olmus, eline saglik.
RENKLERcgm olsun, keyfin boyle hep yerinde olsun yeter ki:)
NEScgm ya silmeseydin keske.
KRALICEcgm ne hos anlatim, eline saglik.
Hayatın anlamını 20'de buldum, 26'da yaşamaya başladım, 34'te karşılaştığım mucizeyle tüm bildiklerim bir anda değişti.
Mucizenin adi GIGI mi ENNEcgm?:) Ne guzel yazmissin oykunu.
evet, o mucize Gigi:)
'Nefes almaktan yoruldum'
ENNEcgm en guzel mucize:)
NILLYcgm seninki de super ama cok sharp olmus be canim.
Basta Kurunanenin dedigi gibi galiba en iyi vuruculuk hep aciklidan geciyor bu kisalikta.
Kugucum ben bu lafi lisedeyken soylemistim. Oglen arasi arakadaki villalarin arasinda dolaniyorduk. Okula donus vaktinde hizli hizli giderken ben bu lafi ettim. Gorunurde yasamaktan yorulmus birinin diyecegi bir lafa beniyor ama ben o yokusu haldur huldur cikmaktan nefes nefese kaldigimdan soylemistim :) Pek bir edebiyatci arkadasimda hemen siir yazivermisti bu lafa :) Ama boyle kisaltimis kucucucuk miniminnacik bir cumlelik hikaye olunca iste boyle degisik manalar oluyor. Demek ki neymis 'bigger is the better' :)
Yorum Gönder